Sanat; duygu ve düşünceleri hoşa giden uyumlar, oranlar ve bağlantılarla anlatabilme yaratıcılığıdır. Sanatın, algı ile başlayan bir mekân kurgusu olduğunu da söylemek mümkündür. Gördüğümüz ölçüde değil, algıladığımız kadarıyla mekanı duyumsarız.
Mekan sanatı olarak nitelendirilen mimarinin de ruha hitap etme özelliği sayesinde insanlar üzerindeki etkisi büyüktür. İnsan davranışı, önemli ölçüde içinde bulunduğu ortam ve o ortam içinde var olan kaynaklar tarafından belirlenir. Dolayısıyla yapıların tasarımı, düzenlenmesi ve donanımı insanların davranışlarını duygularını etkileyebilmektedir.
Sayılabilecek en önemli faktörlerden biri ortamın karanlık ya da aydınlık olması olabilir. Karanlık bir ortamda etrafımızı gözlemleyemediğimiz için güvensizlik hissine kapılıp kendimizi rahatsız hissedebilirken, iyi aydınlatılmış kapalı bir mekandaysa kendimizi huzurlu, güvende hissedebiliriz.
Bu örnekten yola çıkarak ortamdaki bu ve benzeri etkenlerin; öfke, stres ve endişe gibi olumsuz etkenleri tetikleyebilecekken, günlük yaşantımızda algılarımızı iyi yönde de geliştirebilirler.
Mekânı oluşturan öğelerin kelime anlamı olarak bile insan psikolojisindeki yeri, kullanılış amacına uymaktadır. Örneğin; duvarların insana çağrıştırdığı duygu, sınırların olduğudur diyebiliriz. Bu olgu, mekânı oluşturan duvarlar için de geçerli olabilir.
Tüm bu açıklamalar sonucunda; mekanın, insan psikolojisine yadsınamaz bir etkisi olduğunu söylemek mümkündür.
Ne demiş Winston Churchill: "Biz binaları biçimlendiriyoruz, sonra onlar bizi biçimlendiriyor."
Hazırlayan:
Psk. Burcu Aydın
Kaynakça:
https://mozartcultures.com/mekanlarin-psikolojimize-sanat-araciligiyla-etkisi/
https://www.ebermimarlik.com/mimari-yapilarin-insan-psikolojisi-uzerindeki-etkileri
https://yapidergisi.com/mimarlikta-estetik-algi-ve-insan-norolojisinin-etkisi/