Nomofobi

Nomofobi

Neden Cep Telefonundan Ayri Kalmaktan Bu Kadar Çok Korkuyoruz?

“Cep telefonumu elimden bırakamıyorum.” veya “Cep telefonum yanımda olmayınca kendimi huzursuz hissediyorum.” gibi cümleleri sık sık duyar olduk. Hatta belki de bunu söyleyenlerden biri de biziz. İşte çağımızın en büyük sorunlarından biri olan Nomofobi “No Mobile Phobia”dan türetilmiştir. Cep telefonu ile sağlanan iletişimden kopmaktan aşırı korkma ya da cep telefonundan uzak kalma, mahrum kalma korkusu ve kaygısı olarak tanımlanabilir.

Peki neden cep telefonundan ayrı kalmaktan bu kadar çok korkuyoruz?

İlk olarak, cep telefonu birçok şeyi bir arada yapabilmemizi sağlıyor. Öyle ki, cep telefonunu evde unutmak demek; ajandamızı, müziğimizi, gazetemizi, kitabımızı veya alışveriş listemizi evde unutmak demek. Aslında, cep telefonları gündelik hayatımızda kullandığımız birçok nesnenin yerine geçti ve biz nesne olarak cep telefonuna değil, yaptığı şeylere bağlıyız. Bu durumda telefonlarımızdaki içeriğe çeşitli ve farklı yerlerden ulaşabildiğimiz zaman, kaybetmek daha az kaygı doğuracak gibi görünüyor. Çünkü nesnenin yokluğu ile birlikte seyreden kaybetme korkusu, kaygı gibi bedensel duyumlara yol açtığı gibi “Otobüste ne yapacağım?”, “Annemin ya bana ihtiyacı olursa.” gibi zehirli düşüncelere de neden olabiliyor.

İkinci olarak, cep telefonlarının duygusal açıdan da işlevsel cihazlar olduğunu söyleyebiliriz. Bize hoş gelmeyen ve bizi rahatsız eden duygulardan cep telefonlarımız yoluyla kaçınıyoruz. Örneğin; birini beklemenin yarattığı kimi zaman gerginlik duyduğumuz kimi zaman sıkıntı hissettiğimiz durumlarda cep telefonlarımızı çıkarıp oyun oynuyor, sosyal medyaya bakıyoruz veya kaybolduğumuzda duyduğumuz korkuyu uzaklaştırmada cep telefonuyla gitmek, istediğimiz yeri bulmak etkili oluyor. Yani cep telefonları kontrol etme ihtiyacımızı da en iyi şekilde doyuruyor.

 Nomofobiye bir başka bakış açısı ise Klinik Psikolog Stephanie Bertholon’dan geliyor. Berholon’a göre cep telefonlarının sağladığı anında erişilebilirlik ve hareket imkanı, bize çocukluk dönemindeki her şeyi yapabilme gücünü geri veriyor, kendimizi her şeye gücü yeter olarak görüyoruz ve güçlü hissediyoruz.

“Peki ne yapmalıyız?”

Sorgulayarak davranışlarımızı gözlemlemek ilk basamak oluşturabilir. Cep telefonumuza bakmak zorunda mı hissediyoruz? Onunla ne yapıyoruz; yani oyun oynamak, bilgi edinmek veya sosyal medya kullanımı için mi daha çok kullanıyoruz? Bize nasıl bir yarar sağlıyor? Örneğin, eğlence veya ilişki kurma ihtiyacımızı mı gideriyor? Tüm bunlardan sonra, alışkanlıklarımızdaki değişikliklere bakarak onları değiştirmeye çalışmak etkili olabilir gibi duruyor. Cep telefonunu unutarak alışverişe çıkmak, bildirimleri kapatmak, birine yol sormak gibi… Araştırmalar gösteriyor ki özellikle psikolojik güvensizliği artıran durumlar, nedeni fark etmeksizin, telefonu kompulsif kullanmaya yol açıyor ancak çoğumuz kendimizi bu konuda disipline edebiliriz. Nasıl ki diyetteyken marketten çikolata veya tatlı almadan çıkabiliyorsak, çeşitli durumlarda da telefonumuzu diğer odada veya çantamızın içinde bırakabiliriz. Çünkü insan nesneyi etkileyebilmeli, nesne insanı değil! Böylece, çağımızın en büyük tehlikesi Nomofobi’ye karşı bir engel oluşturabiliriz.

Hazırlayan:

Psk. Melis Sağlam