Batıl İnançların Psikolojisi

Batıl İnançların Psikolojisi

TDK’ye göre batıl kelimesi “inançlar bakımından gerçek olmayan, temelsiz, asılsız” anlamlarına gelir. Batıl inançlar çoğu zaman yanlış bir sebep-sonuç ilişkisine dayanmaktadır.

Kültürel öğeler arasında yer alan batıl inançların aile, toplum, çevre ve kuşaklar yoluyla aktarılan bir yapıya sahip olduğu söylenebilir. Batıl inançların evrensel bir yönü de vardır. Nitekim farklı toplumlarda birbirine benzer batıl inanç ve davranışları gözlemlemek mümkündür.

Ayrıca batıl inanç ve davranışlar; cinsiyet, eğitim, yaş vb. değişkenlere göre farklılık göstermektedir. Araştırmalar kadınların erkeklere, yaşlıların gençlere göre batıl inançlara daha eğilimli olduklarını göstermiştir.

Psikoloji Bilimi de batıl inançları anlamaya ışık tutmuştur. Skinner, 1948’de bir makale yayımlar. Yayımladığı bu makalesinde güvercinlerin de şartlanma yoluyla batıl inançlar gösterdiğini belirtir.

Yaptığı deneyde ilk olarak güvercini kafese koyup 15 saniye aralıklarla kafesin içerisine yem atmıştır. Bir süre sonra güvercinin beklenmedik davranışlarda bulunduğunu; kuyruğunu salladığını, etrafında hızla döndüğünü, kanatlarını çırptığını gözlemlemiştir. Güvercin kafese yem atıldığı sırada hangi hareketi yapıyorsa; yemin, o hareket sayesinde geldiğini düşünmüştür. Bu sebeple tesadüfen yaptığı davranışları tekrarlayarak yemin gelmesini beklemiştir. 

Çalışmadan yola çıkarak; tesadüfi eylem neticesinde yarar sağlanan davranış pekişir ve bu davranışın tekrar ve devamlılığı sağlanır denilebilir. 

Örneğin; kırmızı renkli kurşun kalemle sınava giren bir öğrencinin sınavı çok iyi geçerse bu öğrenci, kırmızı renkli kurşun kalemle sınava girmesinin ona başarı getirdiğine inanır. Bu inanç, batıl bir inançtır. 

Öğrenci, bu inançla diğer sınavlarına da kırmızı kurşun kalemle girerse bu eyleme gerçekleştirdiği batıl davranış denir.

Batıl davranışlar, batıl inançların ve kabullerin sonrasında gerçekleşir. 

Bu duruma birçok örnek verilebilir: 

  • Kişinin olası zarardan kurtulacağını düşünerek tahtaya vurma davranışı göstermesi ya da dilini ısırması. 
  • 13 sayısının uğursuzluk getireceği düşüncesi ve birçok ülkedeki otellerde oda numarası olarak bile kullanılmaması.
  • Bir kişinin üzerinde dikiş dikilirse o kişinin kısmetinin bağlanacağı düşüncesi. 
  • Ayakkabıların ters şekilde kalmasının hastalık getireceğine inanılması ve düzeltme davranışı. 
  • Kara kedi görmenin uğursuzluk getireceği düşüncesiyle üç kere saç çekme davranışı.

 

Çok ünlü isimlerin de belirli ritüelleri, bahsedilen batıl inanç ve davranışlardandır. Örneğin;

  • Ressam Salvador Dali, yanında ufak da olsa her zaman bir odun parçası taşırmış. Bunun sebebi kötü ruhları başından savdığına inanmasıymış.
  • Ressam Pablo Picasso, özünden bir parça kaybedeceği inancıyla; kestiği saç ya da tırnak parçalarını çöpe atmazmış.
  • Yazar Charles Dickens, geceleri mutlaka kuzey yönüne doğru uyurdu. Kuzeye dönük olmanın yaratıcılığını geliştirdiğine ve kendisine ilham verdiğine inanırmış.
  • Alex’in sahaya girişinde maçın iyi geçmesi için 3 kere zıplama davranışında bulunması.
  • Hagi’nin her maç öncesinde çorabının altını keserek maça girmesi davranışı.

 

Yazımı, Edgar Morin’ in sözüyle tamamlamak istiyorum: 

“İnsanoğlu hem bilgedir hem tuhaftır. İnsanca yaşaması için mantık kadar duyguya, bilim kadar efsaneye muhtaçtır.” 

 

Hazırlayan:

PSK. Burcu Aydın

 

Kaynakça:

Gülüş, İ. (2016). Batıl İnançların İletişimsel İşlevi Ve Medyadaki Yansımaları: Kuramsal Yaklaşım Ve Alan Araştırmaları Işığında Batıl İnanç Ve İletişim Karakteristiği Üzerine Bir İnceleme. Atatürk İletişim Dergisi, (10), 111-136.

 

Konuk, E. (2005, 5 Nisan). Güvercinlerde Batıl İnanç. Erişim adresi: https://www.dbe.com.tr/tr/dbe/11/guvercinlerde-batil-inanc/

 

https://mozartcultures.com/neden-batil-inanclara-sahibiz/